Tapu Sicilinde yapılmakta olan işlemler neticesinde kütük sayfasına yapılan tesciller büyük zaman ve emek gerektirmektedir. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bu dönemde artık kütüğünde digital ortamda oluşturulması ve basılı olarak arşivlenmesi mümkün olup bu konuda bir uygulama önerisi sunulmuştur.
(Tapuda elden belge takibi yasaktır) 17 Ağustos 2013 tarih 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 88. Maddesi ile tapu dairelerinde elden belge takibi yasaklanmıştır.
Taşınmaz mal tek bir kişiye ait olabileceği gibi birden çok kişiye de ait olabilir. Taşınmazın tamamı bir tek kişiye aitse buna tam (müstakil) mülkiyet denir. Taşınmaz bir tek kişiye ait değil de birden çok kişiye ait ise buna toplu mülkiyet denir. Toplu mülkiyette pay oranları 1/3, 1/6 gibi kesirli bir şekilde tapuda yazılı ise buna paylı (müşterek) mülkiyet, paylar tapuda yazılı değilse buna elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet denir. Taşınmaz alacakların müstakil mülkiyete konu yer almalarında her zaman yarar vardır. Yani taşınmazın tamamı tek kişiye aitse orayı kaçırmayın, alın. Hisseli yer almak her zaman sorun getirir.
Tapu sicili taşınmazlar üzerindeki mülkiyet ve diğer hakları göstermek üzere tutulan bir sicildir. Bu sicil devlet güvencesi altında tutulmaktadır. Tapu sicilinden doğan zararları devlet kusuru olmasa dahi ödemekle yükümlüdür.
Herkes tapu işlemlerini kendisi tapu dairesine giderek yaptırabilir. Ancak işleri yoğun olanlar, vakit bulamayanlar, sağlık durumu nedeniyle tapu dairesine gidemeyecek durumda olanlar tapu işlemlerini vekaleten bir başkasına da yaptırabilirler. İşlemin bir başka şehirde yapılması gerekiyorsa oraya kadar gitmek zorunlu değildir. İsteyen kişiler kendisine bir vekil atayarak, işlerini vekiline yaptırabilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve bazı özel kanunlar gereği birtakım taşınmazlar devlete kalmaktadır. “Devlete kalan taşınmaz” kavramı ilk defa, 766 sayılı Tapulama Kanununun, 26.07.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1617 sayılı Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanununun 20. maddesiyle değişik 33. maddesinin son fıkrasında zikredilmiştir. Benzer hüküm şu an yürürlükte olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18/2. maddesinde yer almıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde, eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği, aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı ve aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereği düzenlenen Arabuluculuk Sözleşmelerinin Tapu Siciline tescili taleplerinin nasıl yerine getirilmesi gerektiği hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Bağımsız Bölüm Birleştirme ve Ayırma İşlemleri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile 3194/Geçici 16. Madde Uygulamaları (İmar Barışı) kapsamında anlatılmıştır.