

Nevzat İhsan SARI
Tapu ve Kadastro Başmüfettişi
Damga Vergisinin takibi konusunda SHKM ve LİHKAB'ların sözleşmeleri gereği ödeyecekleri verginin Kadastro Müdürlükleri aracılığıyla takibinin yapılması konusu incelenmiştir.
Damga vergisinin konusunu, hukuki ve ticari işlemler sebebiyle düzenlenen kâğıtlar teşkil etmektedir. Kanunun "Vergi ve Cezada Sorumluluk" başlıklı 24'üncü maddesi aşağıdaki gibidir:
“Vergi ve cezada sorumluluk:
Madde 24 – Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazımgelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.
(Değişik: 21/11/1980 - 2344/1 md.) Birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.
(Ek fıkra: 30/12/2004-5281/4 md.) 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır.
Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmayan veya noksan alınan kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenleyenlere aittir.
Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır.”
Maddenin birinci fıkrasında, vergiye tabi kâğıtları ibraz edenlerin sorumluluklarıyla ilgili hüküm getirilmiştir. Yani damga vergisi mükelleflerinin dışındaki kişilerin de sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından, imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacakları hüküm altına alınmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, 5281 sayılı Kanunun 4'üncü fıkrası ile eklenen hükme göre, devamlı damga vergisi mükellefi olanların sorumlulukları belirtilmiştir. Maddeye eklenen üçüncü fıkraya göre;
Kanunun 22'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi2 kapsamında olup, zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirenler için taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesi bakımından sorumluluk getirilmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasında ise resmi dairelerin ve noterlerin sorumluluklarının nasıl olması gerektiği ile ilgili hüküm getirilmiştir.
Kanunun 24'üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü şu şekildedir:
"Vergiye tabi kâğıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kâğıtları ibraz edenler sorumludur."
Bu hükme göre kâğıtları imza eden ve kağıdın mükellefi haricinde (dışında) kalan kişiler tarafından damga vergisi mükellefiyeti yerine getirilmemiş bir kağıdı, bir hakkın ispatı veya başka nedenlerle noterlere, bankalara, resmi dairelere vb. ibraz eden üçüncü kişiler o kağıda ait damga vergisi ve cezasını ödemekle yükümlü tutulmuştur. Yani vergi ve ceza, kâğıdın mükellefi olmamasına rağmen sorumlu sıfatıyla ibraz edenler adına tarh edilecek ve onlardan alınacaktır. Kâğıtları ibraz edenler, verginin mükellefi olmayan ancak hükmünden yararlanmak için veya düzenleme amacına uygun olarak kâğıtları elinde bulunduran kişiler demektir.
İbraz edenlerin, verginin mükellefi ile karıştırılmaması gerekmektedir. İbraz edenlerin mutlaka verginin mükellefi dışındaki üçüncü kişilerden oluştuğunun kabul edilmesi gerekir. Çünkü, madde metninde, "...mükelleflere rücu hakkı olmak üzere..." ifadesinden de görüleceği gibi, mükelleflere rücu etme hakkı tanındığına göre ibraz eden mükellef değildir. İbraz eden mükellef olsa, mükellefin ödediği vergiyi yine mükellefe rücu etmesi anlamsız bir ifade olurdu.
İbrazın hüküm ifade edebilmesi için vergiye tabi kağıdın, belli bir hususu ispat ve belli etmek için kullanılması gerekir. İbraz da sorumluluk hükmünün uygulanabilmesi için, ibraz belli kimselere veya kuruluşlara yapılmalıdır. Bu kimseler, Damga Vergisi Kanunu'nun, verginin güvenliği ve kontrolü için sorumluluk yüklediği kişi ve kuruluşlardır. Bunlar; Kanunun 26'ıncı maddesinde belirtilen Resmi Daireler, 27'inci maddesinde belirtilen noterler, bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve iştirakleridir. Buna göre, kâğıtlar ibraz edildiğinde, bu sayılanlar (Kanunun 26'ıncı maddesinde belirtilen Resmi Daireler, 27'inci maddesinde belirtilen noterler, bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve iştirakleri) tarafından, ibraz edilen kâğıdın vergisinin ödenmesinin sağlanması gerekir. Ödenmemişse cezalı olarak ödenmesinin sağlanması gerekir. Çünkü, verginin tam olarak ödenmesinden kanuna göre ibraz edenler sorumludur.
Kanunun 24'üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre;
"Birden fazla kişi tarafından imza edilen kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar."
Maddeye getirilen bu hükmün amacı, vergi ve cezanın tamamının, imza edenlerin herhangi birinden alınmasını sağlamaktır. Cezadaki sorumlulukla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu'nun 334'üncü maddesinde ayrı bir özel hüküm bulunmaktadır. Söz konusu maddede; "Damga Vergisi ve Damga Resmi uygulamalarında gerek nispi gerek maktu vergi ve resimlerle ilgili cezadan sorumlu olanlar birden fazla olduğu takdirde, yekdiğerine müracaat hakları mahfuz kalmak üzere, müteselsilen sorumlu tutulurlar." hükmüne yer verilmiştir. Yani kağıdı imza edenlerin tamamı vergi ve cezadan sorumludurlar.
Damga Vergisi Kanunu'nun 24'üncü maddesiyle getirilen sorumluluk hükmüne göre, tüm imza sahiplerinin müteselsilen sorumlulukları bulunmaktadır. Müteselsil sorumluluk çerçevesinde vergi dairesi, ödenmeyen vergiyi, vergiye tabi kâğıtları imza edenlerin herhangi birisinden talep edebilir.
5281 sayılı Kanunun 4'üncü maddesiyle getirilen sorumlulukla ilgili 24'üncü maddenin 3'üncü fıkrası aşağıdaki gibidir:
"22'nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır."
Buna göre, Kanunun 22'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup, zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirenler için taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesi bakımından sorumluluk getirilmiştir.
Zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettiren mükellefler ile diğer kişiler arasında düzenlenen ve damga vergisine tabi olan kâğıtlara ait verginin tamamı sürekli damga vergisi tesis ettiren mükellefler tarafından Kanunun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirlenen süre içinde beyan edilip ödenecektir. Verginin zamanında beyan edilip ödenmemesi veya eksik ödenmesi durumunda, vergi, ceza ve fer'ileri işleme taraf olan ve damga vergisini sürekli makbuz verilmesi şekliyle ödemek zorunda olan mükelleflerden aranacaktır.
Damga Vergisi Kanunu'nun 3'üncü maddesinde mükellef; "kâğıtları imza edenlerdir." şeklinde tanımlanmıştır. Ancak resmi dairelerin kâğıtlarda imzaları yoksa sorumlu olmaları da mümkün değildir.
Resmi dairelere yüklenen sorumluluk, resmi daireler tarafından düzenlenip kişilerle birlikte imzalandıktan sonra, kişilere verilen kâğıtları ve resmi dairece düzenlenip sadece resmi dairenin imzasını taşıyan, resmi daire nezdinde alıkonan, saklanan veya kişilere verilen vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları kapsamaktadır.
SONUÇ:
Damga vergisinin ödenme şekli içerisinde yer alan Sürekli Damga Vergisi Mükellefiyeti ve Kağıt Bazında Bildirim, Makbuz Karşılığı Ödeme seçenekleri olarak SHKM ve LİHKAB’lar açısından kullanılana yöntemlerdir.
5281 sayılı Kanunla genel ödeme şekli haline gelmiş olan makbuz karşılığı ödeme, aylık beyan veya kağıt bazında yapılacak bildirime istinaden yapılacaktır.
SHKM veya LİHKAB’ın Sürekli Damga Vergisi Mükellefiyeti kapsamında ödeme yapan mükellefler olmaları durumunda; damga vergisi beyannamelerini izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar gelir veya kurumlar vergisi bakımından bağlı oldukları vergi dairesine vererek, vergisini aynı ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödemesi gerekir.
Kanunun 24. Maddesi 3. Fıkrası gereği, kanunun 22'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup, zorunlu veya ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirenler için taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin zamanında beyan edilip ödenmemesi veya eksik ödenmesi durumunda, vergi, ceza ve fer'ileri işleme taraf olan ve damga vergisini sürekli makbuz verilmesi şekliyle ödemek zorunda olan mükelleflerden aranacaktır.
SHKM veya LİHKAB’ın Kağıt Bazında Bildirim kapsamında ödeme yapan mükellefler olmaları durumunda; damga vergisine tabi kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen on beş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirmesi ve aynı süre içinde ödemesi gerekir.
Kanunun 24'üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin zamanında beyan edilip ödenmemesi veya eksik ödenmesi durumunda, vergi, ceza ve fer'ileri işleme taraf olan mükelleflerden (müteselsilen) aranacaktır. Aynı zamanda, belgeyi Kadastro Müdürlüğüne ibraz eden (SHKM-LİHKAB) de aynı sorumluluğa haizdir.
Damga Vergisi Kanunu'nun, verginin güvenliği ve kontrolü için sorumluluk yüklediği kurum olan Kadastro Müdürlüğünün, ibraz edilen kâğıdın vergisinin ödenmesinin sağlanması, ödenmemişse cezalı olarak ödenmesinin sağlanması sorumluluğu, 24. Maddede sayılan sorumlulukları ortadan kaldırmamaktadır.
Önerim ise;
SHKM ve LİHKAB’ların Sürekli Damga Vergisi Mükellefiyetine tabi mükellefler olmalarının sağlanarak (sürekli sözleşme karşılığı iş yapmaları sebebiyle), her yıl başında bu durumlarını belgeleri ile beyan etmelerinin sağlanması (büro tescil belgeleri örneğinde olduğu gibi) ve yıl içerisinde mükellefiyet değişikliği olmadığı sürece tekraren, talep bazında, damga vergisi kontrolü yapılmamasıdır.
Bloga abone olduğunuzda, sitede yeni güncellemeler olduğunda onları kaçırmamanız için size bir e-posta göndereceğiz.