3402 sayılı Kadastro Kanunu gereği yapılan uygulamalar...
Anayasa Mahkemesi Kararı
Gün geçmiyor ki yeni bilgiler öğrenmeyelim. Anayasa Mahkemesi'nin ilginç bulduğum kararlarından birisi daha...
Zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin yapılan yargılamada, Yerel Mahkemenin somut olaya uygulanması mümkün olamayan 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesindeki hak düşürücü süreyi dikkate alarak davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davayı reddetmesinin kanuni bir dayanağının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığına hükmedilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından, 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesi gerekçe gösterilerek zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının esasının incelenmediği, hâlbuki anılan maddede hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlara ilişkin olarak kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı taleplerinin/itirazların bu tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunun düzenlendiği, Öte yandan hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen -tescil harici bırakılan- taşınmazların bu maddenin kapsamına girmediğinin anlaşıldığı, Buna mukabil 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin ihdas yoluyla Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazları da kapsadığı mahkeme kararında gösterilmeden anılan maddenin başvurucu tarafından öngörülmesi mümkün olmayan/öngörülemez biçimde yorumlanması, diğer bir deyişle kanun hükmünün açıkça keyfî ve hakkın tesliminden kaçınacak (adaleti hiçe sayacak) biçimde yorumlanmasının kabul edilebilir bir muhakemeye dayanmadığı değerlendirilmiştir.
Bu karar, Genel Müdürlüğümüzün Geçici 8. madde uygulamalarına yönelik eğilimini de değiştirir niteliktedir.
Bloga abone olduğunuzda, sitede yeni güncellemeler olduğunda onları kaçırmamanız için size bir e-posta göndereceğiz.